İskeçe, Yunanistan’ın Kuzeyinde, Batı Trakya’da, aynı adı taşıyan ilin merkezi olan kenttir. İskeçe isminin Eskice’den geldiği tahmin edilmektedir. İskeçe, batısındaki Gümülcine ve doğusundaki Dedeağaç illeri ile birlikte Yunanistan’da Türklerin en yoğun olarak bulundukları bölgelerdir. Drama Köprüsü isimli türkünün de yöresidir.

Tarihçe
İskeçe bölgesi ile ilgili ilk tarihi kayıtlar M.Ö. 879 yılına dayanır. Her ne kadar Osmanlı 1363 yılında Edirne’nin fethi ile Balkanlar’a yerleşmiş olsa da, İskeçe’nin yanı sıra bugünkü Kavala, Drama ve Serez bölgelerinin Osmanlı hakimiyeti altına girmesi ancak 1371 tarihindeki Çirmen zaferi ile gerçekleşti. Yerel Türk nüfusunu güçlendirmek amacıyla Anadolu ve özellikle Konya bölgesinden İskeçe ve civar illere halk yerleştirildi. 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı ile Osmanlı’nın Balkanlar’daki sınırlarının bu bölgeye gerilemesi ile birlikte, bölgeye olan Rus ve Bulgar saldırıları arttı. Osmanlı Devleti’nin yardımından yoksun olarak, İskeçe halkının da katıldığı Batı Trakya Türklerinin silahlı mücadelesi ile, Osmanlı için son derece olumsuz şartlar içeren Ayastefanos Antlaşmasının daha sonra Berlin Antlaşmasına dönüşmesinde katkıları olmuştur. İskeçe Balkan Savaşları esnasında, sırası ile Bulgaristan, Yunanistan ve yine Bulgaristan tarafından işgal edildi. Ancak Osmanlı’nın Edirne’yi yeniden ele geçirdiği dönemde yöre halkının mücadelesi ve Osmanlı tarafından yapılan yardımlar sayesinde İskeçe ve Gümülcine’deki Bulgar hakimiyeti kaldırıldı. Ancak ardından kurulan ve İskeçe’yi de kapsayan Garbi Trakya Hükümeti’nin 1913 tarihinde bağımsızlığını ilan etmesi; Osmanlı, Rusya ve Bulgaristan tarafından hoş karşılanmayınca, bölgede etkinlik gösteren Osmanlı subayları geri çağırıldı ve İstanbul Antlaşması ile İskeçe dahil, Batı Trakya bölgesi Bulgaristan’a bırakıldı.
I. Dünya Savaşı’nın patlak vermesi ile İskeçe, Bulgaristan ve Yunanistan arasındaki cephenin ortasında kaldı. Yunanistan’ın diplomatik girişimler ile bağımsızlık çabalarını bastırdığı bölgede, İskeçe’nin de dahil olduğu Batı Trakya’nın akıbetinin halkoyu ile belirlenmesine karar verildi. 1920′de gerçekleşen halkoyu ile, Türk nüfusu ezici çoğunluğu elinde bulundurmasına rağmen, sonuç, halka uygulanan büyük baskı ve şiddet sonucu, bölgenin Yunanistan’a bağlanması yönünde oldu. Milli Mücadele döneminin sona ermesi ve Lozan Anlaşmasının imzalanması ile İskeçe Türk halkı, nüfus mübadelesinden muaf tutuldu. İskeçe II. Dünya Savaşı’nda bir kez daha Bulgaristan tarafından işgal edildi. Bunu takip eden Yunan İç Savaşı boyunca da İskeçe halkı yerel mücadelelerde yer almaya devam etti. Günümüzde ise, İskeçe’de Batı Trakya Türklerinin azınlık sorunları ve insan haklarının Yunanistan tarafından ihlallerine karşı siyasi mücadele sürmektedir.

Coğrafi Özellikleri
İskeçe şehri, 41°8′ kuzey enlemi ve 24°53′ doğu boylamında, Doğu Makedonya’da, 153.116 kilometrekarelik bir alan üzerine kuruludur. Deniz seviyesinden ortalama 80 m yükseklikte bulunan İskeçe 3. Saat diliminde yer almaktadır.

İklim
İklim şartları Trakya karasının etkisi altındadır. Yıllık ortalama sıcaklık 8-10 0C arasında değişmekte olup önemli sıcaklık farkları görülmektedir. Alçak kesimler ve dağ yamaçları düşük sıcaklıktadır. Bu bölgeler sağanak yağışlarla ve don olaylarıyla karakterize edilir. Bu durum çoğunlukla ilkbahar ve sonbahar aylarında görülür. Yaz ise genellikle kurak geçer. Ocak ve şubat en soğuk aylardır. Temmuz ve ağustos ayları en yüksek sıcaklıkların görüldüğü aylardır.

Nüfus Bilgileri
2001 yılı verilerine göre İskeçe’nin nüfusu 52270 kişidir. Kilometrekareye düşen insan sayısı 341 kişidir.Nüfusun ezici çoğunluğu Türklerdir. Bölgedeki Türk toplulukları, Oğuz Türkleri, Onogur-Bulgar, Peçenek, Uz, Kuman-Kıpçak Türklerinden oluşmaktadır.  Bugün bölgedeki Türk varlığı hem Oğuz hem Kıpçak Türklerinin varlığı ile devam etmektedir. Tabi bunların bir kısmı Türkiye üzerinden göçerek Balkanlarda iskan edilen Türklerdir.

Şehrin Genel Görünümü
Günümüzde İskeçe modern bir kent kimliğine sahip, zengin tarihi, doğası, ve gelenekleriyle her yıl büyük miktarda yerli ve yabancı ziyaretçi kabul etmektedir. Her yıl Şubat sonu veya Mart başına doğru düzenlenen Karnaval ve Eylül başındaki eski kasaba festivali görülmeye değer etkinlikler arasındalar. Ayrıca her Cumartesi düzenlenen kent pazarı da ziyaret edilmelidir. İskeçe şehir meydanını süsleyen ve günümüze kadar uzanan görkemli görüntüsüyle bir saat kulesi mevcuttur. Bu tarihi saat kulesi, M. 1870 yılında Hacı Emin Ağa tarafından yaptırılmıştır. Toplumun sosyal ihtiyacına cevap veren ve aynı zamanda saatin önemini vurgulayan bu tarihi anıt, İskeçe’de Türk-İslâm yapıtlarının varlığını simgeleyen değerli bir eserdir. Anıt, 1972 yılında İskeçe belediyesi tarafından Türk sanat ve medeniyetini temsil ettiği için yıkılmasına karar verilmişti. Fakat duyarlı halkımızın gösterdiği tepki ve zamanın valisinin müdahale etmesi üzerine bu anıtın yıkımı ertelendi. Ancak kitabesi paramparça edilmiştir. Bitişiğindeki cami ise Bulgarlar tarafından yakıldı, yerel yönetim tarafından da tamamen ortadan kaldırıldı. Saat kulesi ise günümüze kadar varlığını sürdürmüştür. İskeçe “bin rengin şehri” olarak bilinir.

Ekonomi

Geçimini tarım ve hayvancılıkla sağlayan ve toprağa bağlı bir toplum olan Batı Trakya Türk Azınlığı hane halkının yaklaşık %80’i tarımla uğraşmaktadır. Dolayısıyla bölgede yaşayan insanların tek geçim kaynağı ellerinde bulunan kısıtlı topraklardır. Orta yaşlı tüccarların orta ve büyük ölçekte ticaret hakkındaki bilgi eksikliği büyük ölçekte yatırımları riskli olarak algılamalarına neden olmuştur. Tüccarların ticaret hakkındaki teorik bilgisi ve deneyimi büyük ölçüde pasiftir. Ancak yeni nesil üç dilli olduğundan iki ülke (Türkiye ve Yunanistan) arasındaki ticaret hacminin artırılmasında aracı bir rol oynayabilir.

Kardeş şehirler
Biga, Türkiye
Bursa, Türkiye
Gifhorn, Almanya
Novi Beograd, Sırbistan
Smolyan, Bulgaristan

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published. Required fields are marked *

Post comment